5 Ocak 2014 Pazar

Türkiye'nin Çevre Kirliliği Ürkütüyor

     Hava, su ve toprak kirliliği, katı atık, kanalizasyon, gürültü, küçük sanayi atıkları, çevre düzenlemesi ve son günlerde gündeme gelen baz istasyonları, Türkiye genelinde karşılaşılan çevre sorunları. Çevre sorunlarının nedenleri ise bölgelere göre farklılık gösteriyor. Antalya, Aydın, İzmir, Muğla gibi turizm merkezlerinde gürültü kirliliği yoğun turistik yapılaşmadan kaynaklanırken, Kilis’te bunun nedeni at arabaları olabiliyor.

Marmara       Hava, deniz, gürültü, GSM baz istasyonlarının yarattığı elektromanyetik kirlilik ile yeşil alanların korunması, İstanbul’un temel çevre sorunları olarak öne çıkıyor. İstanbul Boğazı yılda 51 bin geminin geçişine ev sahipliği yaparken, Marmara Denizi’ndeki kirliliğin yüzde 11-12’si gemilerin sintine boşaltmasından kaynaklanıyor.
       Sintine boşaltma, başta Antalya olmak üzere diğer sahil kentlerinde de göze çarpan sorunlardan. Rize’de, deniz ve derelerden rastgele ve bilinçsiz kum ve çakıl alınması hidrodinamik dengenin bozulmasına yolaçıyor. Bu dengeyi bozan unsurlardan biri de kıyılardaki hızlı yapılaşma.
       Artvin’de, yapımı devam eden barajlar nedeniyle şehir merkezinde aşırı bir tozlanma yaşanıyor. Siirt’te, başıboş hayvanlar büyük bir sorun olarak nitelendiriliyor. İzmir’in kuzey ilçelerinden Foça ve Aliağa’daki Tüpraş Rafinerisi, Petkim Petrokimya Holding A.Ş, demir çelik haddehaneleri ve gemi söküm tesisleri, hava, su ve toprak kirliliğine neden oluyor.
       Topraklarının ancak yüzde 13’ü ormanlık olan Konya, yüzde 20’si ormanlarla kaplı Türkiye’de “orman fakiri” olarak adlandırılan bölgelerin başında geliyor. Bartın’da, hemen her yıl meydana gelen sel felaketleri de büyük bir çevre sorununu teşkil ediyor.
       Kütahya’da Tunçbilek ve Seyitömer Termik Santrali, Karabük’de Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları A.Ş (KARDEMİR), Muğla’da Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin püskürttüğü duman ve kül birikintileri büyük ölçüde hava kirliliğine neden oluyor. Aralarında Karaman, Niğde, Ardahan, Sivas ve Şanlıurfa’nın bulunduğu, hayvancılığın yoğun olduğu illerde, kent merkezlerinde kalan hayvan barınakları, atıkları ve çevreye yaydıkları pis kokular ile sorunların başında geliyor.
Van Gölü'ndeki kirliliğin önüne geçilmesi için hiçbir çalışma yürütülmüyor.Van Gölü
     
SU KAYNAKLARI TEHDİT ALTINDA
       486 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye’nin ikinci büyük tatlı su kaynağı olan Eğirdir Gölü, Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 74’ünü karşılayan Tuz Gölü, endemik balık türlerinin yaşadığı Burdur Gölü ve Van Gölü, çevrelerinde bulunan yerleşim birimlerinin kanalizasyon atıkları ve tarımda kullanılan ilaçlar nedeniyle kirleniyor, flora ve fauna sistemi ciddi anlamda tahrip oluyor. Dünyanın ikinci tuz kaynağı olan Tuz Gölü’nün de ciddi önlem alınmadığı takdirde 10 yıllık ömrü kaldığına dikkat çekiliyor.
       Arıtılmayan evsel ve endüstriyel atıksular, Gaziantep’te Sacır Deresi’nde, Kızılırmak’ta, Kars Çayı’nda, Çoruh Nehri’nde, Bartın Irmağı’nda, Sivas’ta Mısmıl Irmağı’nda, Hatay’da Asi Nehri’nde, Osmaniye’de Ceyhan Nehri’nde kirliliğe neden oluyor. Kocaeli evsel atık suları, evsel ve endüstriyel katı atıkları, İzmit Körfezi’ne ve Sapanca Gölü’ne akıtılıyor.
       Kirlenmeden barajlar da paylarını alıyor. Şanlıurfa ve Adıyaman Atatürk Barajı’nı, Gaziantep’in Nizip ilçesi Hancağız Barajı’nı, Kahramanmaraş Sır Barajı’nı, Niğde de Akkaya Barajı’nı atıkları ile kirletiyor. Gediz Nehri, Büyük ve Küçük Menderes Nehri, Adıgüzeller Barajı, Gökpınar Çayı, Çürüksu Çayı, Dalaman Çayı ve Işıklı Gölü de farklı illerin atıklarıyla kirlenen su kaynakları. Su kaynaklarında meydana gelen kirlenme, tarımı da olumsuz yönde etkiliyor.
     
TRABZON’DA GÜNDE 380 TON ÇÖP
       Trabzon’da günde 380 ton çöp, gelişigüzel şekilde deniz, dere, ırmak ve arazilere vahşi depolama şeklinde dökülüyor. Kötü koku, deniz ve akarsuların kirlenmesi, mikrobik ve bulaşıcı hastalıkların oluşmasına zemin sağlayan bu uygulama, Giresun, Gümüşhane, Rize, Bayburt, Zonguldak ve Bartın’da da yapılıyor.
     
DEPREMLE GELEN KİRLİLİK
       Marmara depremini yaşayan Kocaeli, Gölcük, Adapazarı, Yalova, Düzce ve Bolu’da da toplanan 5 milyon ton deprem molozu, ciddi bir çevre sorunu yaratıyor. Yalova’da, çevre sorunlarının ilk sırasında Yalova-Bursa karayolu üzerinde bulunan belediye çöplüğü geliyor. Kent merkezinin içinden geçen, çevredeki ev ve işyerlerinin kanalizasyon atıklarıyla kirlenen Safran, Dereağzı ve Balaban dereleri de önemli çevre sorunları arasında yer alıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder